Dembir 2016
Allah,
sınırı olmayan, evveli Kendisi, ahiri Kendisi, zahiri Kendisi, batını Kendisi,
olandır. Sınır, yaratılmışlıkta vardır. Yaratanda sınır olmaz. O, zaman ve
mekândan münezzeh iken zaman ve mekânla zahir olandır. Kendisinde sınır ve son
olmayanın Kendisini tanıttığı ilimde nasıl son olabilir.
Allah,
kalıplara sığmaz, Allah’a varmak için kendi kalıplarımızı kırmalı, kalıpsız
kalmalıyız. Kalıpsız, şartsız şurtsuz, yargısız kalmak, Allah’ta fena bulmak
sonucu Allah’a uruç etmektir. Bu ise bilgi boyutunda kalmak ile gerçekleşmez. Bilgi
aracına
aşk binerse Maşuk Allah’a götürür, Nefis binerse gayrıya götürür.
Unutmamalıyız ki,
Tevhit kendi insanlığımıza ulaşma sonucu Abduhu hitabındaki Allah’ın kulu
olmaktır. Tevhit, Peygamber efendimizin,
“Nefsine
arif olan Rabbine arif olur.”
beyanındaki
kendimizden Rabbimize arif olmaktır. Tevhit, kendisi bilinsin diye bizi var
eden Allah’ı yine kendimizde bilmektir. Tevhit, derviş olmaktır.
Kişiyi derviş
yapan ne kadar çok bildiği değil, ne kadar hâllendiğidir.